karikatur2
karikatür
Karikatürün kullandığı dil
Karikatür; her tür kültürü, yaşantıyı, toplumdan olayı, biçimi, konuyu mazleme olarak kendi resimsel yazısı için kullanabiliyor. Gerçek olay ve olguları, kullandığı metaforlarla gerçek hayattan ayırarak eleştirel hâle getiriyor. Böylece karikatür, hem üstü örtülmeye çalışılan, gizli kalmış bir niyeti gözler önüne seriyor, hem de gülmeceyi kullanarak bu gerçek niyeti örtmeye çalışan zihniyeti açığa çıkararak mahçup duruma düşürmüş oluyor. Zaten karikatür içerisindeki komedi de bu şekilde doğuyor. Karikatürde kullanılan metafor, genellikle doğal ve kültürel varlıkların simgeselleştirilerek birbiri yerine kullanılması şeklinde oluyor. İnsanın yerine hayvan, hayvanın yerine insan konulması eskiden beri en çok kullanılan metafor şeklinden biri. Ayrıca bir nesneyi, olguyu vs. abartmak ya da bozmak, bir varlığı doğal ya da alışılmış ölçüler yerine, doğal olmayan ya da alışılmamış ölçülerle biçimlemek de, karikatürde kullanılan bir tür metafor.
Geçmişten günümüze karikatür sanatı
Karikatür, çok eskilerden beri var aslında. Bazı kazı çalışmalarında, eski duvar ve vazolarda çeşitli karikatür örneklerine rastlanmış. Karikatürün tarihi Rönesans devrine kadar uzansa da bazıları bu çalışmaları karikatür olarak görmüyor. Bunların bir tür resim olduğunu düşünüyorlar. Ama ne zaman ki baskı makinesi bulunuyor, kitaplar ve gazeteler yayınlanmaya başlıyor, işte asıl o zaman gerçek karikatürler çizilmeye başlanıyor. Üstelik karikatüristler sadece dergi ve gazete mecmualarıyla sınırlı kalmayıp, taş, tuğla, vazo ve duvar gibi yerleri de çizimleri için kullanıyorlar.
18. yüzyılda İspanyol ressam Goya, siyasi karikatürleriyle ün yapıyor. Fransız ressam Charles Philipon ise ilk defa karikatürü gazeteciliğe taşıyor ve 1831'de Paris'te La Caricature Gazetesi’ni kurarak çeşitli karikatürleri gazetede yayınlıyor. Daha sonra İngilizler ve Almanlar da gazetelerinde karikatürlere yer vermeye başlıyorlar. İngiltere'deki ünlü siyasi mizah dergisi Punch’la da bu sanat daha da çok yayılmaya başlıyor. 18. yüzyılda Luthercilikle birlikte siyasi konulu karikatürler giderek çoğalıyor. İngiltere'de Hannover Hanedanı’yla Jakobitler arasındaki çekişmeleri konu alan karikatürler, bunlar arasında en çok bilinenler. Fransa'da Sempe, Ronald Searle, Guérin ve Effel; İngiltere'de Sir David Low; Almanya'da da P. Simmel en çok tanınan karikatürsitler olarak biliniyor.
Türkiye'de 1870'te çıkan Diyojen Dergisi'nde ilk karikatür yayımlanıyor. Ali Fuat Bey ilk Türk karikatürcü olarak biliniyor. İkinci Meşrutiyet'le birlikte dergilerde mizah yapma anlayışı artıyor. Cem, bu dönemin en çok tanınan karikatürcüsü oluyor.