Beyin Kapasiteniz

Mini Kurs #4

Beyin Kapasiteniz! Beyninizdeki Uyuyan Devi Uyandırmanın Sırları

Bugünkü mini kursumuzun başlığından da anlayacağınız gibi, bu derste tekniklerle ilgili örneklere gireceğiz. Bu örneklerin tam anlaşılması için hafıza teknikleri ve hızlı öğrenmenin temel taşlarından birini daha yerine koymak istiyorum.

"Bugüne kadar yeryüzüne doğuştan mükemmel hafızaya sahip bir insan gelmiş mi?" diye sormak, beyin kapasitemizi keşfetmek için iyi bir başlangıç. Böyle bir insanın beyninin nasıl çalıştığını tam olarak öğrenirsek, onun doğuştan elde ettiği yeteneklere ulaşmak için biz de düşünce ve öğrenme tekniklerimizi yeniden düzenleyebiliriz.

Sanırım yoğun çalışmaların yanında Dünya'nın gelişmesine şans ve tesadüfler de ciddi katkılarda bulunuyor. Tesadüfi olarak beyin kapasitemiz konusunda bize birçok ciddi ipuçları veren Sherashevsky'nin değeri beynin her iki lobuyla ilgili buluşlardan sonra daha iyi anlaşılmıştır. Öyle ki, Sherashevsky'nin hafızasıyla ilgili yıllar önce yapılan çalışma ve araştırmalar 1980'li yıllardan sonra hafıza klasikleri arasına girmiştir.

Literatürde "Bay S" olarak bahsedilen Sherashevsky'nin beyin kapasitesiyle ilgili hikayesine gelin birlikte bir göz atalım. 

BAY "MÜKEMMEL HAFIZA" 

Sherashevsky küçük yaşta keman öğrenmeye başlar. Ancak kulaklarında oluşan bir rahatsızlıktan dolayı işitme duyusu zayıflar. Bunun üzerine müziği bırakmak zorunda kalır. Orta öğrenimden sonra ailevi sebeplerden dolayı çalışma hayatına başlar ve bir gazetede muhabir olarak çalışmaya başlar.

Bir sabah editör yaptığı toplantıda her muhabire yapması gereken bir sürü iş ve gitmeleri gereken adresleri verir. Ancak bir nokta editörün dikkatini çeker. Diğer muhabirler yapacakları işlerle ilgili yoğun bir şekilde not tutarken, Bay S sadece dinlemektedir.

Editör Bay S'in bu ilgisizliğinden rahatsız olur. Toplantının sonunda, biraz da onu mahcup etmek amacıyla, Bay S'den o gün yapacağı işleri saymasını ister. S bu soruyu eksiksiz olarak cevaplar. Editör şaşırır. Editörü daha da şaşırtan Bay S'in diğer muhabirlerin yapacağı işler listesini de eksiksiz sayabilmesidir.

Editör, bunun anormal olduğunu belirterek, Bay S'e bir psikoloji labaratuarına başvurmasını tavsiye eder. Bu durum Bay S'i de şaşırtır. Çünkü o kendisinin diğer insanlara göre mükemmel bir hafızaya sahip olduğunun farkında değildir. O güne kadar, diğer insanların hafızasının da kendisininki gibi olduğunu sanmaktadır.

İşte bu olay 1920'lerde psikolog Aleksandr Romanovich Luria ile Sherashevsky'nin karşılaşmasına vesile olur. Luria Bay S'in sahip olduğu mükemmel hafıza gücünden çok etkilenir. Luria bu fırsatı araştırma adına çok iyi değerlendirir ve tam 30 yıl boyunca Sherashevsky'nin hafızasını test eder. 

Aleksandr Luria Bay S'in hafızasının sınırını şu şekilde anlatmaktadır; 

"Bay S' e önce kelimeler, daha sonra sayılar, daha sonra da harflerden oluşan bir listeyi yavaş yavaş okuyarak ve yazılı halde de göstererek söyledim. Söylediklerimi dikkatle dinledi ve gösterdiğim yazılı hallerine de baktı. Daha sonra listeyi tam olarak bana tekrar etti.

Her defasında listedeki eleman sayısını 30, 50, 70 tane gibi artırdım. Fakat Bay S için listenin uzunluğu bir zorluk ifade etmiyordu. Kelimeleri dinlerken çoğu zaman ya gözlerini kapatıyor, ya da boşlukta sabit bir noktaya bakıyordu. Listeyi okumamdan sonra, kendisi saymadan önce bir süre düşünüyor ve her şeyi hatırlayıp hatırlamadığını kendi kendine kontrol ediyor, daha sonra da hızla listeyi sayıyordu. İşin ilginç olan tarafı, istersem Bay S listeyi sonundan başına doğru da zorlanmadan sayabiliyordu.

Bay S ile yaptığım çalışma beni hayretlere düşürmüştü. Listenin uzun olmasının zorluk açısından Bay S için önemi yoktu. Bay S' in hafıza kapasitesinin hiçbir sınırı olmadığını itiraf etmek zorundayım. Bir hafta, bir ay, bir yıl, hatta birkaç yıl önce söylediğim listeyi hiç zorlanmadan hatırlıyordu.

Birkaç yıl önce saydığım bir listeyi tekrar saymaya başladığımda, bu listeyi iki yıl önce söylemiştiniz deyip beni durduruyor ve listeyi sayıyordu. Hatta iki yıl önce bu listeyi sayarken üzerimde hangi elbise vardı, onu bile hatırlıyordu."

Aleksandr Luria araştırmaları süresince birçok sorular sorarak Bay S' in hafızasının içinde neler döndüğünü tespit etmeye çalıştı. Bay S' in anlattığına göre, kelimeler, sesler ve ifadeler hafızasında şekillere, seslere ve duygulara dönüşüyordu. Bay S örneğin kelimeleri nasıl hatırladığını şu şekilde anlatmaktadır;

 "Bir kelimeyi sadece bende uyandırdığı şekille değil, aynı zamanda bende uyandırdığı duygularla hatırlıyorum. Anlatmakta güçlük çekiyorum, sadece şekil veya duygu değil, bir bütün. Bir kelime duyduğumda onun ağırlığını veya tadını hissediyorum. Kelimeyi hafızamda tutmak için özel bir gayret göstermem gerekmiyor. Kelime veya kelimeler kendisini bana hatırlatıyor."

Dikkat erdesiniz, Bay S' in hafızasının mükemmel olmasını sağlayan elemanlar şekiller, duygular, renkler ve üç boyutlu resimler. Bu ifadeler Bay S' in bilgileri hafızasında şekiller, renkler vb. ilişkilerle işlediğini göstermektedir. Bu elemanların hepsi beynin sağ lob fonksiyonlarının işin içine katıldığının bir göstergesidir. 

Dikkat edilecek diğer bir husus da Bay S' in hafızasının güçlü olmasında işaret ettiği nokta, duygularının devamlı işin içine katılmasıdır. Bunun nedeni çok basittir. Daha önceki bölümlerde değindiğimiz gibi, duygu yüklü olayların orta beyindeki hipokamp tarafından kalıcı hafızaya aktarılması çok kolay olmaktadır. Şüphesiz Bay S' in hafızasında bu canlanmalar otomatik olarak oluşuyor ve onun yoğun bir şekiller, renkler ve duygular dünyasında yaşamasına neden oluyordu. 

Ancak hafıza gücünü artıran bu elemanları bilinçli olarak da kullanmak mümkün. 

Bay S'in sayılan listeleri ve olayları hatasız hatırlaması doğuştan gelen bir özellik. Çünkü onun olaylar karşısında beyninin sağ lobu otomatik olarak devreye giriyor. Yani beynin her iki lobu da otomatik olarak işin içine katılıyor. Diğer önemli nokta ise olaylar ve bilgiler karşısında Bay S'in duyguları otomatik olarak işin içine giriyor. Tabi sonuç mükemmel bir hafıza. 

Esasen Bay S' in verdiği bu bilgiler doğrultusunda her türlü bilgiyi, rakamları ve kelimeleri şekillere dönüştüren teknikler geliştirip, hafıza gücünü olağanüstü artırmak ve bırakın 30, 50, 70 adet kelimeyi, arka arkaya 3-4 saniye arayla okunan 1000 maddelik bir kelime listesini dahi hatasız olarak hafızaya yerleştirmek artık mümkün.

Bizim "Fotografik Hafıza Teknikleri" ve "Zihinsel Matematik ve Hafıza Teknikleri" gibi setlerimizi çalışarak TV'de Bay S gibi herkesi şaşırtan gösteriler yapan öğrencileri sanırım izlemişsinizdir. Beyin kapasitelerini hemen hemen Bay S seviyesinde kullanan bu öğrencilerin Bay S'den farklı olan bir özellikleri var. Onlar Bay S gibi doğuştan bu özelliklere sahip değiller. Onlar bu seviyeye teknikleri bilinçli bir şekilde kullanarak geliyorlar.

Şüphesiz tekniklerle hipokamp'ı uyarıyorlar, beyinlerinin her iki lobunu da işin içine katıyorlar ve ayrıca aşağıda daha detaylı bilgi vereceğim "beyin hücreleri arasında kurulan ilişkiler" tekniklerini kullanıyorlar.

Özellikle "Fotografik Hafıza Teknikleri" bu işlemlerin bilinçli olarak yapılmasını sağlayan teknikleri içermektedir. Mini kursun bundan sonraki bölümlerinin tamamı hafıza teknikleriyle ilgili örneklerin verilmesine ayrılmıştır. Hatta bu bölümün sonuna doğru ilginç bir örnekle de karşılaşacaksınız. Ancak bundan sonraki bölümlere temel olması açısından önemli olan son kısa bir bilgi daha vermek istiyorum.

Hızlı öğrenme ve kalıcı bir hafıza gücüne sahip olmanın diğer önemli adımı da, düşünme tarzının beyin hücrelerindeki gelişmeyi nasıl etkilediğini bilmeye bağlıdır. Yetişkin bir insanda 100 milyarın üzerinde "nöron" adı verilen sinir hücresi vardır.

Ancak hafıza gücü, beyindeki hücre sayısından çok, beyin hücreleri arasında kurulan ağ tabakası veya bağların çokluğuyla orantılıdır.

Beyin hücreleri arasındaki bağ kurulması işlemini, evler arasında kablo ile telefon hattı çekilmesine benzetebiliriz. Aralarında telefon hattı olmayan ve birbirleriyle haberleşemeyen evler gibi, başlangıçta beyindeki nöronlar arasında da çok fazla bağlantı yoktur.

Birbirini tanımayan insanların, tanıştıklarında hemen evleri arasında özel bir telefon hattı çekildiğini kabul edelim. Her yeni tanışmada çekilecek telefon hattı sayısı artacak ve yavaş yavaş bir ağ tabakası oluşacaktır. Ağ tabakası arttıkça haberleşme daha iyileşecek ve dünyanın her yerine anında ulaşmak da mümkün olacaktır.

Beyindeki nöronların aralarındaki ilişkiler de, öğrenme ve hafızanın oluşmasında bu örneğe benzer şekilde gelişmektedir. Bir bilginin hatırlanabilmesi daha önce öğrenilen bilgilerle ilişkilendirilmiş olmasına bağlıdır. 

Yeni öğrenilen bir bilgi daha önce öğrenilen bir başka bilgiyi anımsatmışsa, beyinde hemen, anımsanan bilginin bulunduğu nöron veya nöronlar ile yeni bilginin tutulduğu nöron veya nöronlar arasında bir bağ kurulmaktadır. Yeni öğrenme sırasında eski bilgilerle bir ilişki kurulamıyorsa, bu öğrenmenin beyinde herhangi bir etkisi olmuyor demektir. 

Sonuç olarak ilişki kurmanın veya bir şeyi anımsamanın beyinde sebep olduğu reaksiyon, nöronlar arasında bağ ya da telefon hattı kurulması gibi bir şeydir. 

Beyinde 100 milyarın üzerinde nöron olduğu gerçeğini hatırlatırsak, nöronlar arası kurulma olasılığı olan bağlantı potansiyelinin büyüklüğünü düşünmek bile mümkün değildir. 

Kısacası insan kendi hafıza gücünün mimarıdır. Düşündükçe, hafızasını kullandıkça nöronlar arası bağların güçlenmesinden ve artmasından dolayı insanın hafıza gücü de gelişmektedir. Beynini kullanmayanlarda ise nöronlar arası bağlar zayıf kalmakta ve potansiyel hafıza güçleri atıl kalmaktadır. 

Şimdi size işi çok basite indirgeyerek bir örnekle anlatmaya çalışacağım. Aşağıda 10 tane farklı kelime verilmiştir. Ayrıca her kelimenin numarası da yanında yazılmıştır. Sizden istedğim bu listeye sadece 20 saniye bakarak kelimeleri numaralarıyla birlikte hafızanıza yerleştirmeniz. Aman beni kandırmaya kalkmayın. Süreniz sadece 20 saniye. 

İşte listeniz; 

8 - Diş

4 - Ok 

6 - Yarış 

1 - Tuborg

5 - Saç 

 9 - Et

2 - Bebek 

10 - Mayo 

3 - Helikopter 

7 - Köpek 

 

Şimdi sizden gözlerinizi kapatarak bu listeyi 10'dan 1'e geriye doğru saymanızı istiyorum. İsterseniz 1'den 10'a doğru da deneyebilirsiniz. 

Sanırım tam olarak yapamadınız. İsterseniz şimdi ben size hafıza ilişkileri kurmanızda biraz yardımcı olayım; 

Amacım öncelikle kelimelere ait numaralarla kelimeler arasında bir ilişki kurarak hafızamda kalmalarını sağlamak. Burada isterseniz numaraların sesleryle ilgili benzerlik ve kafiye gibi özellikleri kullanalım. 

8 - Diş : "Sekiz"i aklımızda tutmak için ses yapısı itibarıyla "SEKİZ"e benzer olan "SAKIZ" kelimesini kullanalım. Ayrıca size hemen sorayım; "SAKIZ ne ile çiğnenir?" Sanırım olayın farkına vardınız. "DİŞ". Sekiz numarada hangi kelimenin olduğunu hatırlamak için, sekizi temsil eden SAKIZ'ı düşünmemiz işi çözecektir. "Sakız" aklımıza gelince, sakızın neyle çiğneneceği ve dolayısıyla "DİŞ" aklımıza gelecek. Tabii bunlar sadece düşünce bazında çok kısa sürede aklımızdan geçecek ve direkt olarak "8 - Diş" diyeceğiz. 

4 - Ok : "Dört" sayısını aklımızda tutmak için ses yapısı itibarıyla "DÖRT" ifadesiyle benzer olan "DART" kelimesini kullanalım. Hatırladıysanız, "Dart" şu elle karşıdaki bir hedefe küçük oklar atarak, hedefte vurduğumuz sayılar veya bölgelere göre puan aldığımız bir oyun. Ayrıca size hemen sorayım; "DART" oyununda kullanılan küçük oklar bize OK kelimesini hatırlatamaz mı? Dört numarada hangi kelimenin olduğunu hatırlamak için, dört sayısını temsil eden DART'ı düşünmemiz işi halledecektir. "DART" aklımıza gelince, dart'a ne atıldığını düşünmemiz hemen "OK" kelimesini aklımıza getirecektir. Yine bunlar sadece düşünce bazında çok kısa sürede aklımızdan geçecek ve direkt olarak "4 - Ok" diyeceğiz. 

6 - Yarış : Sanırım işi anladınız. "Altı" sayısını aklımızda tutmak için ses yapısı itibarıyla "altı" ifadesiyle benzer olan "ALTILI GANYAN"ı kullanalım. "Altılı Ganyan" direkt olarak "yarış" ile ilgili bir kelimedir. Dolayısı ile "altı" numarada hangi kelimenin olduğunu hatırlamak için, altı sayısını temsil eden ALTILI GANYAN'ı düşünmemiz hemen "6"nın "YARIŞ" olduğunu bize hatırlatacaktır. 

1 - Tuborg : "Bir" sayısını aklımızda tutmak için ses yapısı itibarıyla benzer olan "BİRA" kelimesini kullanalım. Bunda işimiz daha da kolay. Bir numarayı neyin temsil ettiğini düşündüğümüzde hemen aklımıza "BİRA" gelecektir. Sanırım "Bira" hepimize kolaylıkla bir bira markası olan "TUBORG" kelimesini hatırlatır. 

5 - Saç : "Beş" sayısını aklımızda tutmak için ses yapısı itibarıyla benzer olan "BAŞ" kelimesini kullanalım. Beş sayısını neyin temsil ettiğini düşündüğümüzde hemen aklımıza "BAŞ" gelecektir. Sanırım "Baş" ipucu hepimize kolaylıkla baş ile ilişkili olan "SAÇ" kelimesini hatırlatabilir. 

9 - Et : "Dokuz" sayısını aklımızda tutmak için ses yapısı itibarıyla benzer olan "DOMUZ" kelimesini kullanalım. İslam dünyasında kabul görmese de, "domuz" eti için beslenen bir hayvandır. Herhalde "dokuz" yerine "DOMUZ" kelimesini hatırladıktan sonra, kolaylıkla ilişkili bir kelime olan "ET" kelimesini hatırlarsınız". 

2 - Bebek : "İki" sayısını aklımızda tutmak için ses yapısı itibarıyla benzer olan "İKİZ" kelimesini kullanalım. Ayrıca size hemen sorayım; "İKİZ" kelimesi daha çok size neyi hatırlatır? "BEBEK", değil mi? İki numarada hangi kelimenin olduğunu hatırlamak için, ikiyi temsil eden İKİZ'i düşünmemiz işi çözecektir. "İkiz" aklımıza gelince, ikizin ilişkili olduğu "BEBEK" hemen aklımıza gelecektir. Tabii yine bunlar sadece düşünce bazında çok kısa sürede aklımızdan geçecek ve direkt olarak "2 - BEBEK" diyeceğiz. 

10 - Mayo : "On" sayısını aklımızda tutmak için ses yapısı itibarıyla benzer olan "DON" kelimesini kullanalım. On numarayı neyin temsil ettiğini düşündüğümüzde hemen aklımıza "DON" gelecektir. Sanırım "Don" ipucu hepimize donun biraz modern ve modaya uygun hali olan "MAYO" kelimesini kolaylıkla hatırlatacaktır. 

3 - Helikopter : "Üç" sayısını aklımızda tutmak için ses yapısı itibarıyla benzer olan "UÇ" kelimesini kullanalım. Herhalde "üç" yerine "UÇ" kelimesini hatırladıktan sonra, kolaylıkla ilişkili bir kelime olan "HELİKOPTER" kelimesini hatırlarsınız". 

7 - Köpek : "Yedi" sayısını aklımızda tutmak için ses yapısı itibarıyla benzer olan "KEDİ" kelimesini kullanalım. Burada da işimiz kolay. Yedi numarayı neyin temsil ettiğini düşündüğümüzde hemen aklımıza "KEDİ" gelecektir. Sanırım "Kedi" hepimize kolaylıkla diğer evcil hayvanlardan olan ve evde beslenen "KÖPEK" kelimesini hatırlatacaktır. 

Listedeki kelimeleri sırasıyla baştan sona veya sondan başa hatırlarken yapacağınız iş öncelikle sayıları benzer seslerle ifade eden kelimeleri hatırlamaktır. Bu kelimeler sırasıyla; 

1-) BİRA, 2-) İKİZ, 3-) UÇ, 4-) DART, 5-) BAŞ, 6-) ALTILI GANYAN, 7-) KEDİ, 8-) SAKIZ, 9-) DOMUZ ve 10-) DON. 

Hangi sayıda hangi kelimenin söylendiğini hatırlamak için yapılacak şey ise, sayıyı temsil eden kelimeyle ilişkili olan kelime neydi düşünmektir. 

Şimdi sizden gözlerinizi kapatarak bu listeyi 10'dan 1'e geriye doğru tekrar saymanızı istiyorum. İsterseniz 1'den 10'a doğru da deneyebilirsiniz. Sanırım bu sefer oldu. İşin ilginç tarafı bu listeyi isterseniz karışık olarak da hatırlayabilirsiniz; 

"3 numarda hangi kelime vardı?" diye sorsam bana cevap verebilir misiniz? 

Peki "8 numarada hangi kelime vardı?" 

"5 numarada ne olduğunu hatırlıyor musunuz?" 

Eminim hiç zorlanmadınız. Sanırım aranızda bazılarınız içinden "Melik bey bir dakika. Bunlar özellikle ilişkili kelimelerden oluşmuş. Peki bunlar ilgisiz kelimeler olsaydı ne yapacaktık?" şeklinde sorular sormaya hazırlanıyor. 

Burada dikkatinizi çekmek istediğim konu şu. Ben bu ilişkileri kurmadan ve size ipuçlarını vermeden önce siz bu listeyi hafızanızda tutmaya çalıştınız ve başaramadınız. O an için böyle bir listeyi hızla hafızanızda tutup, hatta istendiğinde numaralarıyla karışık olarak saymanız size imkansız gibi görünmüştü.. İşin zor görünmesi, gerçekten zor olmasından değil, sadece nasıl yapılacağını bilmemenizden kaynaklanmıştı.

Hatta bana başka şöyle bir soru da sorabilirsiniz. "Peki bu liste 500 tane 1000 tane hatta 2000 tane kelime olsa aynı hız ve doğrulukla liste hafızada tutulabilir mi?" 

Bu sorunun cevabı, "EVET". "Fotografik Hafıza Teknikleri" ile hayal edemeyeceğiniz birçok işi başarabilirsiniz. Şüphesiz yukarıda basitleştirerek verdiğim örnek bu tip işler için yeterli değil. Ama yine de size bir fikir verdiğini sanıyorum. 

Bir sonraki bölümde tekniklerin temelini oluşturan yeni örnekleri inceleyerek öğrendiğmiz bilgilerin ayağını daha da yere basar hale getireceğiz. "İngilizce Kelimeleri Kalıcı Olarak Öğrenmenin Üç Temel Kuralı" başlıklı beşinci mini kursumuzda görüşmek üzere hoşçakalın. 

Öğrendiğinizi sandığınız aynı kelimeler için defalarca sözlüğe bakmak zorunda kalıyorsanız, gelecek bölümü kesinlikle kaçırmamanızı öneriyorum.

KALICI İNGİLİZCE ÖĞRENMEK İSTİYORSAN TIKLA

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol