dans3
dans
Gayriresmî dans “Jazz”
Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda halkın savaş bunalımını ve sıkıntısını üzerinden atmak istediği bir dönemde başlamıştır. Özellikle 'kayıp jenerasyon' olarak adlandırılan gençler sosyal hayatlarında yeni bir arayış içine girmişler, böylece gece kulüplerinde, kabarelerde ve dans salonlarında savaş öncesine göre daha farklılaşan yeni bir dans ortaya çıkmıştır: Jazz. Sık partner değiştirmeyi normal karşılayan, daha yakın ve daha gayriresmî bir dans olduğu için dönemin gençleri tarafından çok tutulmuştur.
Dansın romansı “Flamenko”
Flamenko dansı, İspanya'nın Endülüs bölgesinin yerel dansı ile çingene dansının karışımından doğdu. Dansın görselliğini kadın dansçının giydiği etekler artırır ve etekler de kendi dansını yapar. En belirgin özelliği, bacak hareketlerinin sürekli dışa dönük olması, keskin açılarla kullanılan kol hareketleri ve ayak vuruşlarıdır.
Kolay dans “Merenge”
Dominik Cumhuriyeti’nin yerel dansı olmakla birlikte, komşu ülke Haiti’nin de etkisi hissedilir. Küçük ve kalabalık dans salonlarına uygun, kolay öğrenilen bir 'eğlence' dansıdır. Nasıl doğduğuna dair iki hikâye vardır: Birincisi, zincire vurulu kölelerin hareket edebilme arzusuyla oluşturdukları davranışlar olduğu; ikincisi ise, ülkedeki devrim sırasında bacağından vurulan kahramanın eve dönüş partisinde yandaşlarının zıplayarak ve bir bacaklarını sürükleyerek dans ettikleri rivayetidir. 19'uncu yüzyıl ortalarında bu dans; sadece Dominik Cumhuriyeti’nde değil, ülke dışında da yaygınlaşmıştı.
Hissedişin dansı “Salsa”
Birçok Latin ve Afro-Karaip danslarının özünden oluşan salsanın gelişiminde, pek çok kültürün payı var. Salsa, sekiz sayımda altı adımdan oluşur, bu dansta özellikle dönüşler ve yan yana hissediş önemlidir.
Kölelerin dansı “Tap dans”
İrlanda dansının solo adımlarından, İngiltere’nin Clog dansından ve Afrika dansından esinlenmiş bir türdür. 19'uncu yüzyılda Güney Amerika’da köleler arasındaki dansların karışımıyla doğan bu türün temel özelliği, seri olarak ayak ucu ile yere vuruşlar yapmaktır.