trekking19

trekking

 

Acil durumlar olduğunda ne yapıyorsunuz?

Rehberler ilkyardım konusunda bilgili, dolayısıyla ilkyardım rehberler tarafından yapılıyor. Daha fazlasına gerek varsa en yakın yerleşim biriminden yardım çağrılıyor. İstanbul civarındaki parkurların büyük çoğunluğunda cep telefonu çekiyor. Telsiz var ama daha çok kendi aramızdaki iletişimde kullanıyoruz. Uzun süreli, haberleşme olmayan turlarda ise uydu telefonu kullanıyoruz. Tabii, doğanın risklerini göze almak zorundasınız. Hiç kimse size doğada garanti veremez. Nasıl sokakta yürürken başınıza bir şey düşmeyeceğini bilemezseniz, doğada da ayağınızın kayıp kaymayacağını, düşüp başınızı bir taşa çarpıp çarpmayacağınızı bilemezsiniz. Bu riski göze alıp gelmek lazım. Yabancı ülkelerde bu durumların acenteyi bağlamaması için katılımcıya bir sözleşme imzalatılıyor. Türkiye’de böyle bir uygulama yok. Çünkü, bu işe ilgi duyan üç - beş kişiyi bu tip sözleşmelerle korkutmak istemiyoruz.

Siz nasıl başladınız?

Lise çağlarında Rus pazarlarından aldığımız çadırlarla yayla turu yapardık. Arkadaşlarla kendi aramızda toplanıp giderdik. Daha sonra bir yakınımın İstanbul’dan getirdiği arkadaşlarını gezdirdim. Talep artınca tura dönüştürdü. Burada rehberlik yapmaya başladım. Yardımcı rehberlikten başladım, tur operatörlüğüne kadar ilerlettim. Bir baktım sektörün içindeyim. 2000 yılında arkadaşım Okan Yenigün’le Buklamania’yı kurduk. Doğa sporları sektör olarak çok prestijli ama kazanç olarak çok düşük. Çünkü Türkiye’de müşteri portföyü dar. Bizler, kitle turizmi yapan firmaların yanında minicik kalıyoruz. Günübirlik turlarımızı istediğimiz potansiyelde satamıyoruz. Hafta sonları bir araba zor kalkıyor. 1998-2000 dönemindeki yoğunluk artık yok. Türkiye’de doğa sporları desteklenmiyor. Futbol için yapılan tanıtımın yüzde biri doğa sporlarına yapılsa Türkiye’den Uğur Uluocak, Nasuh Mahruki gibi yüzlerce dağcı, kanyoningci, paraşütçü, sörfçü çıkacaktır. Bunun bir spor olduğuna insanları alıştırmak zaman alacak.

Doğa sporlarıyla uğraşmak günlük hayatınıza nasıl yansıyor? Bu nasıl bir yaşam biçimi?

Biz de çoğu insan gibi sigara içiyoruz. Spor salonlarından çıkmama gibi bir durumumuz yok. Doğada yaptığımız spor bize yettiği için şehirde ayrıca spor yapmıyoruz. Kış dönemi yoğun geçmediği için biraz hantallaşıyoruz ama yazın çok aktif olduğumuz için bu sorun çözülüyor.
Bu sporun en büyük avantajı dayanıklılığımızın fazla olması. Kolay hastalanmıyoruz. Kilo almıyoruz. İşin ilginç tarafı; dağda hiç hastalanmıyoruz ama şehre inince direncimiz düşüyor, hemen hastalanabiliyoruz. Yine de zorlu koşullara alışkın olduğumuzu söyleyebilirim.

1 | 2 | 3 | 4 | 5 |6 |7 |8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol